Tarihte hiçbir silah Grejuva (Grek - Rum) ateşi kadar spekülasyona maruz kalmamıştır. Silahın formülü yüzyıllarca çok sıkı korundu; çünkü Doğu Romalılar bu silahın imparatorluk halkına gönderilmiş kutsal bir hediye olduğuna inanıyorlardı. Doğu Roma tek başına bu silahın sahibiydi ama barutun bulunmasıyla bu "mucizevi" silah aşamalı olarak kullanımdan kalktı ve nihayetinde unutuldu.
Grejuva ateşinin içeriği ile ilgili pek çok söylenti bulunmaktadır. Zira eski kaynaklarda silah hakkında çok geniş ve çeşitli anlatımlar mevcuttur. Genel kanıya göre Grek ateşi, Suriyeli bir mimar olan Callinicus'un icadıdır. İnanışa göre, durudurulması pek mümkün olmayan Müslüman saldırılarını gören Callinicus, Hıristiyanlığı kurtarmak adına M.S. 660 yılında yeni icadını İstanbul'a getirmiştir. Müslüman donanmasının yok oluşunu anlatan Doğu Romalı tarihçi Theophanes, "...Bir deniz ateşi bulan Heliopolis'li mimar Callinius, Arapların teknelerine ateşi fırlattı ve hepsini mürettabatıyla beraber yaktı.". şeklinde bir ifade bulunmaktadır.
Anna Komnena (ya da "Komnene")'nın babasının dönemini analattığı "Alexiad" isimli eseri Doğu Romalıların silahlarla ve düşmanlarıyla ilgili kullandıkları en değerli kaynaklardan biridir. Bunun yanısıra, Anna'nın yazmaları Doğu Romalıların kullandıkları ateşli ve yakıcı silahların çeşitliliğini de göstermektedir. Anna yazılarında yakıcı, püskürtücü bir silahtan bahseder: "...Kolaylıkla ateş alabilen reçine, çam ve diğer yeşil ağaçlardan toplanarak sülfürle karıştırılıyordu. Bu karışım kamışların içine konuyordu. Malzemenin içine konulduğu kamışa güçlü bir şekilde durmaksızın üfleniyordu. Bu sırada kamışın diğer ucuna ateş tutuluyordu ve kamış alev alıyordu. Tutuşan kamış karşısındaki askerlerin suratlarına şimşek gibi düşüyordu.".
Jean De Joinville, Grek ateşinin bir taşıyıcı içine konduğundan bahsetmektedir: "...Bu taşıyıcı bir fıçı kadar büyüktü. Taşıyıcıdan çıkan ateşin uzunluğu büyük bir mızrağın boyu kadar vardı.". Taşıyıcı yerle temas ettiğinde bir ateş topu şeklinde patlayarak, çevresindeki her şeyi ve herkesi ateş içine alıyordu. Bir neft yağı (petrol) taşıyıcısı olarak bilinen bu silah ateşlemeden önce büyük bir molotof kokteyli gibi tutuşturuluyordu. Ancak bu silah kesinlikle ne Callinicus'un bulduğu Grek ateşiydi, ne de Anna Komnena'nın bahsettiği reçine ve sülfürün karıştırıldığı patlayıcı mekanizmaydı.
Bugün birçok yetkin kişi Callinicus'un bulduğu alev makinesinin sönmemiş kireç ve oldukça yanıcı bir sıvı olan neft yağı (Babillilerin "nafta - yanan şey" dediği yüzeydeki petrol birikintisi) veya ter benzin içerdiğine inanmaktadır. Sönmemiş kireç suyla karıştırıldığı zaman çok fazla ısınır. Grek ateşinde sönmemiş kireç tutuşturulmak için sıvıyla bir araya getirildiğinde çok fazla ısınır. Grek ateşi muhtemelen bir çeşit pompa yoluyla hayvan başlarından dışarıya kışkırtılıyordu. Bu karışım açık denizde alçak bordalı bir kalyondan atıldığında ağızlıktan çıkar çıkmaz ve düşman gemisinin ıslak bölgelerine çarpar çarpmaz tutuşuyordu. Bir kısım uzman da, ateş alabilen bu karışımın deniz suyunun pompalandığı başka bir metal pompaya doğru bırakıldığına inanmaktadır. Figuratif hayvan başından çıkan karışım havayla temas eder etmez alev alıyordu. Yanan cisim sıvı ve sudan hafif olduğu için, alevlerin üzerine atılan su ateşi söndürmediği gibi, alevlerin daha çok yayılmasına neden oluyordu. Bu durum düşman tarafındaki denizciler için "Grek ateşinin söndürülmez olduğu" inancını uyandırmıştı. Bu nedenle Grek ateşi güçlü bir fiziksel silah olduğu gibi, aynı zamanda güçlü bir psikolojik silahtı.
Bizanslılar için büyük bir şanssızlıktır ki, maddenin ve püskürtmeye
yarayan aracın yapısı Callinicus Ailesi tarafından bir sır gibi
korunuyordu; ve sonuç olarak bu silaha dair tüm bilgi ortadan kayboldu. Grek
Ateşi"nin en son ne zaman kullanıldığına ilişkin de farklı rivayetler
bulunmaktadır. Ancak bunun son büyük Arap saldırısının düzenlendiği
M.S. 717-718 tarihinde olması muhtemeldir. Bizanslılar bu tarihten sonra da
bu gizli silahtan bahsetmeye devam etse de, düzenledikleri saldırılarda
(Örneğin; M.S. 828 yılında Girit'i ele geçirmek için düzenlenen iki sefer
arasında "Grek Ateşi" kullanılmamıştı. Öte yandan; M.S. 10. yüzyıldaki Rus
saldırısı gibi sonraki savunma savaşlarında da kullanıldığına dair bir kayıt bulunmamaktadır..) Grek ateşinin kullanıldığına dair muteber bir bilgi yoktur.
Grek ateşi Doğu Akdeniz'de savaş anlayışını yüzyıllar boyunca derinden etkiledi ve aynı zamanda dünya tarihini de değiştirdi. Eğer Callinicus "Grek Ateşi"ni bulmamış olsaydı, İslamiyet Yakın Doğu'da, Kuzey Afrika'da ve Orta Asya'da olduğu gibi muhtemelen Avrupa'yı da etkisi altına almış olacaktı.
YARARLANILAN KAYNAKLAR:
* Christon I. Archer - John R. Ferris vd., Dünya Savaş Tarihi, (Çev.) Cem Demirkan, Tümzamanlar Yayıncılık, 2006.
* John Keegan, Savaş Sanatı Tarihi, (Çev.) Füsun Doruker, Sabah Kitapları, İstanbul, 1995.
* Osprey Publishing (Muhtelif Kitaplar).
* William Weir, 50 Weapons That Changed Warfare, New Page Books, 2005.
4 yorum:
Çok teşekkürler...
Rica ederim.
Age of 2 oyunundan merak ettiğim bir silahtı doğrusu :).
Catapult ile ilgili de bir yazı güzel olurdu.
Antik Çağ savaş araçları ile ilgili bir yazının taslağı ve illustrasyonları hazır ama vakit darlığından ötürü ilgilenmek kısmet olmadı. Fırsat bulduğumda ekleyeceğim inşallah.
Yorum Gönder