21 Eylül 2010 Salı

KADEŞ SAVAŞI (M.Ö. 1274)

     Dünya savaş tarihinde iz bırakmış muharebeleri irdelerken başlangıç noktamızı tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmaya kaynak olan Kadeş Savaşı olarak belirledik. Konuları anlaşılması ve takip edilmesi daha kolay olabileceği düşüncesiyle illustrasyonlarla destekleyeceğiz.


KADEŞ SAVAŞI (M.Ö. 1274)

     Milattan önce 1350'lerden itibaren Suriye civarlarında da güçlenen Hititler, Batı Asya bölgesindeki denetimlerinin devamını sağlamak isteyen Mısırlılar açısından büyük bir tehlike arzetmekteydi. Daha evvel I. Sethos (M.Ö. 1323-1279) Hititler üzerine sefer düzenleyerek Kadeş şehrini ele geçirdiyse de, bu mağlubiyetten büyük bir yıkım atlatmadan çıkan Hititler halen ayaktaydı. I. Sethos'un ölümünden sonra yerine geçen II. Ramses (M.Ö. 1302-1212) Hitit sorununu öncelikli çözülmesi gerekenler arasına aldı ve saltanatının ilk yıllarını tamamen bu meseleye ayırdı.


Kadeş Savaşı Öncesindeki Coğrafi Yapı




     Milattan önce 1274 yılının Nisan ayında II. Ramses'in orduları Hitit ordularını kendi toprakları içerisinde yer alan Suriye'de bulup, yok etmek için yola çıktı. II. Ramses'in ordusu 5000'er askerlik tümenlerden mürekkep düzenli bir kuvvetti. Her tümene bir Mısır tanrısının adı verilmişti. Bununla birlikte her tümen kendi sancaklarını taşıyan bölük komutanlarının idaresindeki 250'şer kişilik 20 bölükten oluşuyordu. Ve yine bölükler de başlarında birer komutan bulunan 50'şer kişilik müfrezeler halinde yapılandırılmıştı. Ordu nitelik olarak zırh giymeyen, mızrak (ana silahtı) - kalkan - savaş baltası ve kılıçla donanmış ağır piyadeler ile karma yay - sadak ve kalkanlarla teçhiz edilmiş okçulardan oluşuyordu. Okçularda bu teçhizata ek olarak herhangi bir yakın dövüşe girmeleri söz konusu olduğunda kendileri için kullanabilecekleri küçük kılıç - hançer benzeri silahlar da vardı.



Mısır Ordusunun Savaş Unsurları

Ağır Piyade



Sherden Askeri



(Sherden'liler‚ III. Amenophis zamanından itibaren Mısır kayıtlarında paralı askerler olarak bilinirler. Tek kulbu olan yuvarlak bir kalkan ve hem kesmeye hem de dövüşmeye uygun oldukça tipik iki kenarlı bir kılıç ile teçhiz edilmişlerdir. Sherden'lilerin Sardunya kökenli oldukları düşünülmektedir.)



Libyalı Okçular




Nubia'lı  Okçular

(Nubia, bugünkü Mısır'ın güneyi ile Sudan'ın kuzeyi arasında kalan bir bölgedir.)




     Mısır ordusunda dikkati çeken diğer bir nokta, okçuların ekseriyetle savaş arabaları üzerinde muharebe etmeleriydi. Bundaki amaç; hızlı manevra yapabilen savaş arabaları kanalıyla düşmanı uzaktan ok yağmuruna tutup, ağır piyadelerin ilerleyişini kolaylaştırmaktı. Bu yöntem düşman unsurlarının Mısır ordusuna kolayca yaklaşmalarının da önüne geçiyordu.



Mısır Ordusundaki Savaş Arabaları






     II. Ramses Hititlerin üzerine yapacağı seferde 4 tümenini kullanmayı (Amon, Ra, Ptah, Suketh tümenleri) uygun görmüştü. Suriye'ye doğru ilerleyen orduda lojistik ihtiyaçları karşılayabilmek için yük çeken öküz ve eşek arabaları ile sahil şeridi boyunca ikmal yapmayı kolaylaştıracak gemiler de mevcuttu.

     Hititler Mısır ordusunun sefere çıkacağının istihbaratını önceden almıştı. Böylelikle önceden hazırlık yapma imkanı buldular. Hitit ordusu yapı olarak yaya piyadelerden ve savaş arabalarından oluşmaktaydı. Piyadelerin ana silahı mızraktı ve korunmak için taşıdıkları kalkanları vücutlarının bir parçasıymış gibi kullanıyorlardı. Savaş arabaları ise Mısır ordusundakilere nazaran daha hafif ve hızlıydı. Bu hızları onlara ani saldırmalarda ve ani geri çekilmelerde büyük avantaj sağlıyordu. Hitit savaş arabalarının içinde 1 sürücü, 2 mızraklı savaşçı yer almaktaydı.



Hitit Ordusunun Savaş Unsurları

Piyadeler








Hitit Savaş Arabaları








     Yaklaşık 20000 kişilik bir kuvvetle Hititlerin üzerine yürüyen II. Ramses güzegâh olarak sahil kesimini kullanmış, Asi nehrini geçebileceği uygun yerlerden biri olan Şabtuna kasabasına gelmişti. Bu esnada Hitit lideri Muvatallis'in gönderdiği iki Bedevi casus II. Ramses'i yanıltmak amacıyla Hitit ordusunun kuzeyde konuşlandığı haberini verdi. Bedevilerden aldığı yanlış bilgiye kanan II. Ramses ise Ra ve Amon tümenlerini yanına alıp, diğer iki tümenini Asi nehrinin gerisinde bıraktı. Ayrıca ordularını savaş düzenine sokmayı uygun görmedi. Hitit lideri Muvatallis de âni saldırı yapabileceği bir yer olan Kadeş civarına çekildi. Buraya kadar önünde herhangi bir Hitit kuvveti görmeyen II. Ramses Kadeş'in kuzeydoğusuna Amon tümeniyle kamp kurdu. Aynı sıralarda kamp merkezinin yakın korumasını sağlamak için civara çıkarılan keşif kolunun yakaladığı iki Hititli gözcü Hitit ordusunun Kadeş'in arkasında konuşlandığını ve sayıca muazzam büyüklükte olduklarını söyledi.

     Bu haber II. Ramses için şok ediciydi. İvedi biçimde vezirlerinden birini güneye göndererek Ra ve Ptah tümenlerinin bölgeye intikalini emretti. Olayın farkına varan Hititler de bir grup askerini güneye yollayıp güneyden gelen Ra ve Ptah tümenlerinin önünü kestiler. Böylece II. Ramses'in orduları ikiye bölünmüş oldu. Yaklaşık 2500 Hitit savaş arabası iki koldan gerideki Ra tümenine ve II. Ramses'in de içinde bulunduğu kuzeydeki Amon tümenine saldırdı. Ra tümeninden bir grup asker Amon tümenine ulaşabilmiş, bu durum bir nebze de olsa II. Ramses'i cesaretlendirmişti. Kendi muhafızları dahil, kullanılabilir tüm savaş arabalarını Hitit ordusunun sağ kanadına süren II. Ramses onların sağ kanadını bozmayı başardı. Uzun menzilli karma yay kullanan Mısır savaş arabaları yaptıkları manevralarla uzaktan uzağa etkili oldular.


Hititlerin Mısır Ordusunu İkiye Böldükleri Saldırıyı Gösteren Bir Çizim

("Mavi" renk Mısır ordusunu, "Kırmızı" renk ise Hitit ordusunu temsil eder.)



     Ayrıca bu esnada Mısır ordusunun işine gelecek bir olay daha yaşanıyordu: Bünyesinde yabancı müttefik askerleri barındıran Hitit ordusu Amon tümeninin merkezine saldırdığında oldukça zengin ganimetler taşıyan Mısır ordugâhını yağmalamak için savaş düzenlerini ve disiplinlerini bozmuşlardı. Böyle önemli bir hatayı yapan Hititler elde edecekleri ganimetlerden çok daha fazla değeri olacak parlak bir zaferi avuçlarının içinden bırakıyorlardı. Zira konsantrasyonlarını ganimet toplamaya veren Hitit askerleri farkında olmadan Mısır ordusunun toparlanmasına yardım etmişti. Buna ilaveten, arada geçen süreçte batıdan gelen bir Mısır birliği de savaş alanına intikalini tamamlamıştı. Bu birlik Mısır ordusu merkezine saldıran Hitit askerlerini kılıçtan geçirdi.





     Öte yandan, tüm bunlar yaşanırken Hitit lideri Mutavallis ihtiyat olarak bulundurduğu büyük bir piyade kuvvetini halen savaşa sokmamıştı. Bunun yerine 1000 tane daha savaş arabasını muharebe alanına sürmekle yetindi. Mutavallis'in piyadelerini savaş alanına sokmamasında uzun menzilden etkili olan Mısır okçularından çekinmesi ihtimal dahilindedir. Fakat bu karar Hititler adına stratejik bir hata oldu. Çünkü II. Ramses'in Ptah tümeninin savaş alanına intikalini sağlaması için güneye gönderdiği veziri bu tümenin komutasını alarak muharebe alanına yetişti ve Hitit ordusuna arkadan saldırdı. Böylelikle Mutavallis'in öne sürdüğü savaş arabaları kuzey/güney yönünden kuşatıldı. Oluşan manzara karşısında Mutavallis ordusunun geri kalanını Mısır ordusunun üzerine göndermekten çekinerek Kadeş kalesine sığındı.




     Savaş bitmişti. II. Ramses muzaffer bir edayla ele geçirilen Hitit esir ve ölülerinin önüne yığılmasını seyrediyordu. Ancak genel manzaraya bakıldığında iki taraf için de kazanılmış bir zaferden bahsetmek mümkün değildi. II. Ramses Kadeş'i alamamış, Hititleri mutlak bir yenilgiye uğratamamıştı. Hititler ise saldırı üstünlüğünü kullanamamışlar ve planladıkları pusuvâri saldırıyı gerçekleştirememişlerdi. Her iki taraf kendilerinin galip olduğunu iddia ediyorsa da, alınmış net bir sonuç yoktu.


Kadeş Savaş Alanının Günümüzdeki Görünümü







     Kadeş Savaşı sonrasında II. Ramses Hititler üzerine pek de önemli olmayan bir kaç sefer daha düzenledi ama yine sonuç alamadı. Mısır - Hitit çatışmalarının kat'i neticeleri beraberinde getirememesi iki tarafı da barış yapmaya zorladı. Barış sürecinin getirdiği yumuşama havası çerçevesinde II. Ramses Mutavallis'in büyük kızıyla izdivaç yaparak arada akrabalık kuruldu. Hatta daha önce yıllarca savaşmış Mısır ve Hitit ordusu ortak askeri tatbikat bile gerçekleştirdi.



STRATEJİ / TAKTİK:

     Kadeş Savaşı, tarihte en fazla savaş arabasının kullanıldığı muharebedir. Kaynaklara göre 5000-6000 civarında savaş arabası yer almıştır. Bunların 2000 kadarının Mısır, 3500 kadarının da Hitit ordusu içinde yer aldığı düşünülmektedir. Mısır savaş arabalarında 1 sürücü ile 1 okçu asker yer alırken, Hitit savaş arabaları içerisinde 1 sürücü ile 2 mızraklı piyade yer alıyordu. Bu meyanda, Mısırlıların karma yay kullanan okçuları barındıran savaş arabalarının savaş esnasında daha stratejik bir görev yaptıklarını söyleyebiliriz; zira orduları ikiye bölündüğünde Mısır savaş arabalarındaki okçuların hareketli manevralarla uzak menzilden Hitit ordusu üzerine yağdırdığı oklar Hitit askerlerinin Mısır ordusuna etkin biçimde yaklaşmasını engelleyerek takviye kuvvetler gelene değin kendilerine zaman kazandırmıştır.

     Bunun dışında, Kadeş Savaşı doğru ve yanlış istihbaratın savaş sürecinde ne denli önemli olduğunu bizlere göstermiştir. Hitit casusu Bedevilerin manipülasyonu ile orduları ikiye bölünen Mısırlılar, yakaladıkları iki Hititli gözcüden aldıkları doğru bilgiler sayesinde olası bir pusu yemelerinin önüne geçmişler ve Hitit ordusunu oyalayarak güneyde bıraktıkları takviye güçler gelene değin dayanmayı başarmışlardır. Bu da mutlak bir yenilgiyi önlemiştir.



YARARLANILAN KAYNAKLAR:

* Mark Healy, The Warrior Pharaoh - Ramses II and the Battle of Qadesh, Osprey Publishing, 1993.

* Nic Fields - Peter Bull, Soldier of the Pharaoh Middle Kingdom Egypt 2055-1650 BC, Osprey Publishing, 2007.

* Trevor Bryce - Adam Hook, Hittite Warrior, Osprey Publishing, 2007.

* Nic Fields - Brian Delf, Bronze Age Warrior Chariots, Osprey Publishing, 2006.

* Christon I. Archer - John R. Ferris vd., Dünya Savaş Tarihi, (Çev.) Cem Demirkan, Tümzamanlar Yayıncılık, 2006.

Hiç yorum yok: