28 Eylül 2010 Salı

MARATON SAVAŞI (M.Ö. 490)

     Milattan önce 490 yılındaki Pers istilası o zamana değin uygulanagelmiş Yunan savaş taktikleri üzerinde büyük bir değişimin yaşanmasını beraberinde getirdi. Pers istilasından evvel Yunan coğrafyasında yaşayan toplumların gerçekleştirdikleri savaşlar strateji unsurları barındırmayan, kuralları önceden belirlenmiş oyun ya da törenler niteliğindeydi. Kimi savaşların sonucunu tarafların kendi içlerinden seçtikleri cengaverler arasındaki vuruşmalar belirleyebiliyordu. Kazananların amacı düşmanı tümüyle yok etmek değil, cesaretlerini gösterip bu yolla istediklerini elde etmekti. Böylelikle savaşlar dar kapsamlı ve az masraflıydı. Kazanan taraf zaferini ölümsüzleştirmek için bir anıt diker, kaybeden taraf ise ölülerini gömmek için izin ister ve dinsel bazı ritüellerle ölülerini defnederlerdi. Bu teamül kolay kolay bozulmazdı.


     Pers istilası mevcut anlayışı derinden etkiledi. İstilanın mahiyeti ve tehlikenin boyutu Yunanlıları stratejiye başvurmaya sevketti. Helen gelenekleri dışında savaşan ve yenmenin kolay olmadığı bir düşmanla karşılaştıklarında özgürlüklerini kaybetmekle savaş teamüllerini değiştirmek arasında tercih yapmak zorunda kaldılar.


    Pers tarafına baktığımızda ise doymak bilmeyen bir fetih iştahlarının olduğunu görüyoruz. Hükümdar Darcios'un öncelikli gayesi Eretria ve Atina devletlerinin Anadolu üzerindeki Yunan uyruklu insanları kışkırtmalarını engellemek gibi görünse de, fırsatını bulursa Yunan topraklarını  da denetim altına almak istediği biliniyordu.


Maraton Savaşı Öncesinde Bölgenin Coğrafi Görünümü...




     Bu düşünceyle hareket eden Persler öncelikle Eretria devletini denetim altına aldılar. Şimdi sıra Atina'ya gelmişti. Atina'daki aşırı demokratik parti ile muhafazakârlar arasında çekişme yaşandığı, birbirlerini sevmedikleri ve aşırı demokratların muhafazakârların etkisini azaltmak / ortadan kaldırmak için Persler ile işbirliği yapacakları biliniyordu. Bundan güç alan Persler de Atina'ya yürümek amacıyla bölgenin 38 km. kuzeydoğusunda bulunan Maraton Ovası'na asker çıkardılar.


Perslerin Maraton Ovası'na Çıkarken Kullandıkları Güzergâh...





     Perslerin Atina'ya doğrudan yürümeyerek Maraton Ovası'na asker çıkarmalarındaki ana düşünce Atina ordusunu üzerlerine çekerek meşgul etmek ve Atina içindeki aşırı demokratların yapacakları bir kalkışmayla iktidarı ele geçirmelerinin önünü açmaktı. Ayrıca şehire yapılacak doğrudan bir taarruz aşırı demokratların yanında ayaklanmaya katılabilecek bazı kararsızları muhafazakârların saflarına itebilirdi.


     Pers planındaki ilk safha başarılı oldu; Atina ordusu Maraton'daki Pers ordusunun üzerine doğru yürüyüşe geçti. Ardından Persler planlarındaki ikinci aşamayı uygulamaya soktular. Buna göre; teşkil edilecek örtme kuvvetinin koruması altındaki bir kısım Pers ordusu askeri Phalerum çevresine giderek orada karaya çıkmak ve himayeden yoksun kalan Atina üzerine taarruz etmek için tekrar gemilere bindirildi.


Maraton Savaşı'nda Pers Ordusunun Savaş Unsurları...

Sparabaralar

(Pers ordusunun elit kuvvetleri "Ölümsüzler" olsa da, temel direkleri Sparabaralardı. Sparabara, "Kalkan Taşıyıcı" anlamındadır. Kalkanları kuvvetlendirilmiş hasırdandı ve dikdörtgen şeklindeydi. Bir ellerinde mızrak ile savaşırken‚ en önemli görevleri arkalarındaki savunmasız okçu birimleri korumaktı. Kalkanları okçuları korumak için ideal olsa da‚ Yunan Hoplitleri gibi nispeten ağır zırhlı birimlere karşı zayıf kalmaktaydılar. Buna ilaveten‚ Sparabaralar çocukluktan itibaren eğitim alan askerlerdi.)


Sparabaralar ve Pers Savaş Düzeni...


 * Orta öndeki çizim "Ölümsüz" sınıfındaki askerlerden birini tasvir eder. "Ölümsüz" sınıfı hakkındaki ayrıntılı bilgiyi bir sonraki konumuz olan "Termofil Savaşı" içerisinde paylaşacağız.



     Fakat yaklaşık 10000 hoplit (ağır piyade) ile Pers ordusunun üzerine gelen Atina kumandanı Strategos Miltiades Perslerin harekat mantığını önceden sezip Pers örtme kuvvetlerine saldırdı. Miltiades sayıca Perslerin yarısı kadar olan birliklerini kıyı boyunca sıralanan düşmanın karşısına merkezden kanatlara doğru kaydırarak dizmişti. Akabinde 1500 metrelik koşar adım niteliğindeki bir hücum ile Pers kuvvetleriyle göğüs göğüse muharebeye girildi. Pers ordusu okçu birlikleri ve onları koruyan Sparabaralarla sayıca üstün oldukları Yunanlıları yenebileceklerine inanıyorlardı. Bu yüzden yanlarında getirdikleri süvarileri savaş alanına sürmediler bile. Bu durum Persler açısından önemli bir hata oldu. Yunan hoplitlerinin ağır zırhları ve uzun mızrakları göğüs göğüse muharebede kendilerine büyük avantaj sağladı. Kanatlardan manevra yapan hoplitler Pers güçlerini sardı.


Maraton Savaşı'nda Yunan Ordusunun Savaş Unsurları...

Hoplitler



 (Hoplitler elit Yunan piyadeleridir. Ağır zırhları ve uzun mızrakları ile ünlenmişlerdir. Ağır zırhları onlara savunma konusunda büyük avantaj sağlarken hücumda diğer piyadelere nazaran yavaş hareket etmelerini beraberinde getirmiştir. Zira taşıdıkları ekipmanın ağırlığı 22-27 kg. arasındaydı.

 Zırhları; başlarında bir tolga, göğüslük ve dizlikten mürekkepti. Bu zırhlar iki-üç kat manda derisi ya da tunçtan yapılırdı. Korunmak için ayrıca bir kalkan kullanırlarken, taarruz ederken kullandıkları en etkili silah olan mızrakları 4 metreyi bulabiliyordu. Buna ilaveten, sol omuzlarında ufak bir tunç kılıç da taşırlardı ve ekseriyetle 8 veya 16 hoplitin yan yana durduğu bir formasyon ile harp ederlerdi. )


Yunan Hafif Piyadeleri ve Okçuları...




     Muharebe 200 civarı Atina askerine karşılık 6000 civarı Pers askerinin ölümüyle sonuçlandı. Daha fazla kayıp vermek istemeyen Persler gemilerine sığındılar. 


Maraton  Savaşı: Savaş Alanı...





     Yunan ordusu komutanı Miltiades ise yine yerinde bir karar verip muharebe alanında fazla zaman geçirmeksizin hızlıca Atina'ya geri döndü. Buna Atina'daki isyancıların ellerini çabuk tutmaması da eklenince Atina potansiyel bir yıkım tehlikesini savuşturulmuş oldu.


Maraton Savaşı'nı Tasvir Eden Bir İllustrasyon...





     Pers ordusu mevcut manzara karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştı. Öncelikli amacı Atina devletini uyarmak / gözdağı vermek olan Persler, Atina'daki aşırı demokratların başarılı olamaması sonrasında muhasara opsiyonlarını kullanmayı göze alamadı. Zira bölgeye intikal ettirilen askerin sayısı ve teçhizatın niteliği bir muhasara yapmayı ya da yapılacak muhasarayı başarılı kılmayı engelleyecek mahiyetteydi (Tarihsel kaynaklar Pers ordusunun asker ve teçhizat durumu hakkında tahmini rakamlar verebilmektedir. Heredot 600 savaş gemisi ile 3000 nakliye gemisi gibi abartılı sayılabilecek bir sayıyı öne sürerken, Heredot dışındaki diğer kaynaklar Pers ordusunun asker sayısını 20000-50000, gemisi sayısını ise 200-300 savaş gemisi ile 300-400 nakliye gemisi arasında tahmin etmektedir).  Bundan dolayı Pers ordusu Asya'ya geri dönmüştür.


Maraton Savaş Alanının Günümüzdeki Görünümü...







STRATEJİ - TAKTİK:

     Ünlü İngiliz askeri tarih uzmanı ve stratejist Sir Liddell Hart Maraton Savaşı'nı Avrupa Tarihi´nin ilk büyük savaşı olduğunu ifade etmektedir. Perslerin planları uygulanabilirlik açısından oldukça iyi görünse de, harekat tarzlarındaki ağırlık ve tereddüt başlangıçta sayı ve teçhizat bakımından Perslere göre oldukça dezavantajlı olan Yunan ordusunu savaştan galip çıkarmıştır.

     Yunanlılar ise Perslerin tam aksine, savaşın her safhasında çabuk hareket ederek Pers planındaki kilit öneme haiz unsurların başarıya ulaşmasını engellemişlerdir. Miltiades önce Pers örtme kuvvetlerinin amacını çabuk sezerek tüm gücüyle o bölgeye yüklenmiş, ağır zırhlı hoplitleriyle süratli bir saldırı başlatarak göğüs göğüse harbe girdiği hafif Pers piyadesini perişan etmiştir.

     Savaşın hemen akabinde muharebe alanında oyalanmadan Atina'ya dönen Yunan askerinin orada konuşlanması da Atina'ya saldırmak için bekleyen diğer Pers ordusu unsurları için caydırıcı olmuştur. Böylelikle savaşlarda dirayet ve süratin ne denli etkili olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.



YARARLANILAN KAYNAKLAR:

*  Nicholas Sekunda - Richard Hook, Marathon 490 BC. - The First Persian Invasion of Greece, Osprey Publishing, 2002.

* Nicholas Victor Sekunda - Angus McBride, The Ancient Greeks, Osprey Publishing, 1986.

* Nicholas Sekunda - Adam Hook, Greek Hoplite 480-323 BC., Osprey Publishing, 2000.

* Jack Cassin - Scot, The Greek and Persian Wars 500-323 BC., Osprey Publishing, 1997.

* Christon I. Archer - John R. Ferris vd., Dünya Savaş Tarihi, (Çev.) Cem Demirkan, Tümzamanlar Yayıncılık, 2006, (s. 71 - 75).

* Liddel Hart, Strateji: Dolaylı Tutum, (Çev.) Cemal Enginsoy, ASAM Yayınları, 2002, (s. 4 - 6).



6 yorum:

Adsız dedi ki...

teşekkürler.

Erhan Çifci dedi ki...

Rica ederim.

Adsız dedi ki...

emeğinize sağlık

Adsız dedi ki...

emeginize sağlık

Erhan Çifci dedi ki...

Rica ederim. Hoş vakit geçirmenize ve bir şeyler öğrenmenize vesile oluyorsa ne mutlu bana.

Adsız dedi ki...

Blogunuzu yeni buldum, emeğinize sağlık. Oldukça kapsamlı olduğunu düşünüyorum. Çok teşekkürler